AĞAÇ BUDAMA ANKARA

23 Kasım 2018 Cuma

BAHÇE ANKARA



BAHÇE ANKARA

ZİRAAT MÜHENDİSİ TARAFINDAN AĞAÇ BUDAMA,BAHÇE İŞLERİ,GÜBRELEME VE ÇİM EKİMİ 0553-225-24-37   ALİ BEY

NEMATODLAR



NEMATODLAR

Yuvarlak solucanlar olarak da Adlandırılan bu canlıların çoğu sucul habitatlarda, nemli topraklarda, nemli bitki dokularının içerisinde, insanların ve hayvanların dokularında ve vücut sıvıları içerisinde bulunur. Nematodların yaklaşık % 50’si denizde yaşar. Okyanuslarda yüzlerce metre derinliğe kadar çok sayıda nematod türü tespit edilmiştir. Nematodların % 15’i ise insanın da dâhil olduğu omurgalı ve omurgasız hayvanlarda parazittir. Bitki paraziti olan nematodlar tüm nematodların % 10’luk kısmını, serbest yaşayanlar ise % 25’lik kısmını oluşturur
Yuvarlak solucanların silindirik ve segmentsiz olan vücutlarının uzunlukları 1 mm’den daha kısa olabileceği gibi bir metreden daha uzun da olabilir.Kökü Latince olan “Nematod” kelimesinin karşılığı, nematodun genel vücut görünümüne uymakta ve “ip gibi” anlamına gelmektedir
Ergin erkekler ise ince uzun ve silindir şeklindedir. Her iki eşeyinde ince uzun olduğu türlerde, erkek bireyler genellikle dişilerden ufak ve kuyruk kısımları içe doğru hafifçe kıvrıktır
Omurgasızlarda görülen sil, kamçı, solunum ve dolaşım organlarınematodlarda mevcut olmayıp, boşaltım organları da diğer omurgasız canlılardan farklıdır
Nematodlar, eşeylerin ayrı olduğu biseksüel çoğalmanın yanında, sadece dişilerin mevcut olduğu partenogenetik ve aynı bireyde her iki eşey organının bulunması durumu olan hermafrodizm de gösterebilirler. Bazı türlerde çevre şartlarına bağlı olarak biseksüel ve partenogenetik çoğalma tipi bir arada görülebilir. Hayat devri yumurta, dört larva safhası ve ergin dönemlerden oluşur

Normal olarak ergin oluncaya kadar bir ve ikisi yumurta içinde olmak kaydıyla 4 deri değiştirme özelliği görülür. Fakat birkaç tür nematod da bu sayı 3 ya da 5 adet olabilir. Ergin nematodlar deri değiştirmez fakat büyümeleri süreklidir.
       
Nematodlarınrejenerasyon yetenekleri yoktur. Belirli sayıda ve az hücreden oluşan vücutları vardır. Nematodlarda büyüme olayı mevcut hücrelerin büyümesiyle olur. Hücrelerin büyüme kabiliyeti çok fazladır. Nematodların büyük bir kısmı kendi hareketleri ile toprakta yılda ortalama 1 m yol alabilirler. Nematodların bulundukları ortamdan çevreye yayılmalarında sulama suyu, bulundukları toprakların insan, hayvan ve tarım araçları ile taşınması, bulaşık bitkilerle ve üretim materyalleri ile olmaktadır. Bu canlılara ait kist, yumurta ve larvaların rüzgârla taşındığı da görülmüştür. Topraktaki dikey hareketlerinde toprak nemi ve sıcaklığının önemli rolü vardır. Toprak yüzeyi kuru olduğu zaman aşağıya doğru ve yüzeydeki nem uygun şartlara dönüştüğünde tekrar yukarıya doğru hareket ederler. Konukçu bitkinin kök sistemi derinliğine bağlı olarak 3–6 m’ ye kadar indikleri görülebilse de en yoğun oldukları toprak derinliği 10–30 cm’dir.
       
Nematodlar bitkilerin bulunduğu ve yaşayabildikleri bütün ortamlarda bulunabilmektedir. Türkiye’de bitki paraziti nematodlar ekonomik değeri olan kültür bitkileri üzerinde zararlı olabilmektedir. Bu kültür bitkileri içinde buğday, patates, çeltik, soğan, meyveler, bağ ve sebzeler önemli yer tutmaktadır. Bu bitkiler karantinaya tabi, tohum ve fidan sertifikasyonu açısından önem taşıyan nematod türlerine konukçuluk yapmaktadır. Bu nedenle karantinaya tabi nematodların temiz olanlara bulaşmaması ancak yasal önlemlerle mümkün olabileceğinden iç karantinaya özel bir önem verilmelidir. Zira dış ülkeler ekonomik değeri olan ürünlerin ithalatında zirai karantina konusu üzerinde önemle durmaktadırlar.
       
Son yıllarda üzerinde durulan konulardan birisi de “vektör nematodlardır”. Özellikle bitki paraziti nematodların önemli bir grubunun virüs vektörü olması bu canlıların önemini iyice arttırmaktadır. Bu grup nematodlar bitkilerde oluşturdukları doğrudan zararın yanında virüs hastalıklarını taşımaları sebebiyle de ayrı bir önem taşımaktadırlar.
       
Nematodlar tarafından zarar gören bitkilerde bakteri, virüs ve fungus gibi diğer hastalık nedeni mikroorganizmaların faaliyetleri de kolaylaşır. Bu nedenle nematodlar ile enfekte bitkilerde nematod zararı yanında başka hastalıklara da rastlanabilir.  
       
Nematodlar içerisinde ekosistem açısından önemli olan faydalı türler de bulunmaktadır. Faydalı nematod grupları içinde böcek paraziti nematodlar önemli bir yer tutmaktadır. Son yıllarda dünya tarım alanlarında, biyolojik mücadele kapsamında entomopatojennematodlarınzararlılara karşı kullanımı büyük bir artış göstermiştir. Bu grup nematodlar geniş konukçu aralığına sahip olmaları, taşıdıkları bakterilerle konukçularını 24–48 saat içinde öldürebilmeleri, yapay ortamlarda kültüre alınabilmeleri, konukçularını aktif olarak arayıp bulabilmeleri, konukçu yokluğunda ortamda uzun süre canlılıklarını koruyabilmeleri, çevreye zararsız oluşları ve kolay kullanımlı preparatlar halinde uygulanabilmeleri gibi nedenlerle zararlılar ile mücadelede önemli bir yer edinmişlerdir.



YAPRAK GALERİ SİNEKLERİ


YAPRAK GALERİ SİNEKLERİ
Erginleri 1-2 mm boyunda gri-siyah renktedir.
Larvaları en fazla 3 mm boyunda beyaz-sarı renkte ve şeffaftır.
Erginleri bitkinin tüm yapraklarında, larvaları galeri içinde bulunur.
Sera koşullarında bütün mevsim boyunca, yazın yabancı otlar ve sebzeler üzerinde görülürler.
GALERİ SİNEKLERİ ZARAR ŞEKLİ:
Dişiler yapraklarda küçük yaralar açar, buradan çıkan özsu ile beslenir ve hücre bozulmasına neden olurlar.
Bu beslenme delikleri sarararak küçük lekeler meydana getirir.
Larvalar yaprakların iki zarı arasında kalan etli doku ile beslenir ve galeri oluştururlar.
Daha sonra zarar görmüş bölgeler sararıp kurur ve yapraklar dökülür.
Genç bitki ve fidelerde gelişmeyi geciktirirler.
Kalite ve verim kaybına neden olurlar.

GALERİ SİNEKLERİ ZARARLI OLDUĞU BİTKİLER:
Domates, patlıcan, biber, fasulye, bezelye, bakla, marul, kabak, hıyar, ıspanak, soğan ve pırasada zararlıdırlar.

GALERİ SİNEKLERİ MÜCADELE YÖNTEMLERİ:
Kültürel Önlemler:
Sera içi, çevresi ve fide yastıklarının çevresi yabancı otlardan temizlenmelidir.
Havalandırma açıklıkları ince tel ile kaplanmalıdır.
Bulaşık bitki artıkları imha edilmeli ve bulaşık fideler seraya dikilmemelidir.
Toprak 10 cm derinliğinde sürülerek topraktaki pupalar yok edilmelidir.
Malçlama yapılarak toprağın nemli kalması ve pupaların nemden çürümesi sağlanmalıdır.
BU ÇÖZÜM OLMAZSA TUZAKLAR VEYA KİMYASAL MÜCADELE YAPILIR.

TOPRAK ÜSTÜ ZARARLILARI


TOPRAK ÜSTÜ ZARARLILARI

Ergin böcekler, 35-50 mm uzunluğunda, kırmızı kahverengi zemin üzerinde bulunan beyaz tüyler nedeniyle alaca görünümlü böceklerdir.
En tipik özellikleri, antenlerinin uç kısımlarının yelpaze şeklinde olmasıdır.
Larvaları 70–80 mm uzunluğunda, tombul yapılı ve sarımsı krem rengindedir.
Vücudu “C” harfi şeklinde kıvrık olup, üzeri ince, sarı, seyrek tüyler ile örtülüdür.

TOPRAKALTI ZARARLILARI ZARAR ŞEKLİ
Bu türün erginleri, bitkilerin toprak üstü kısımlarını, larvaları ise köklerini yiyerek zararlı olmaktadır.
Esas zararı, fidanların ve ağaçların köklerini yemek suretiyle, larvalar yapar.
Fidanlıklarda bir bitkinin kökünde 1 larvanın bulunması önemli zararlara yol açar. Bu nedenle fidanlıklar için çok önemlidir.

TOPRAKALTI ZARARLILARI ZARARLI OLDUĞU BİTKİLER
Elma, armut, erik, kiraz, ayva, şeftali.

TOPRAKALTI ZARARLILARI MÜCADELE YÖNTEMLERİ

Kültürel Önlemler:
Sulama, gübreleme gibi bakım işlemleri tam olarak yapılarak ağaç ve fidanlar sağlıklı tutulmalıdır.
Bu zararlılarla bulaşık fidanlıklarda, kullanılacak çiftlik gübresi ilaçlandıktan sonra toprağa karıştırılmalıdır.
Haziran ve Temmuz aylarında bahçelerde yabancı ot temizliğine özen gösterilmelidir. Bahçe sonbaharda 20–30 cm derinliğinde sürülerek larvalar, Mayıs ayında 15–20 cm derinliğinde sürülerek pupalar ve Temmuz-Ağustos aylarında sürülerek de yumurtalar tahrip edilmelidir.
Gerek fidanlıklar ve gerekse meyve bahçelerinde, geceleri erginler toplanarak öldürülmelidir.

KİMYASAL MÜCADELE
Bu zararlıya karşı, sadece larva zararının bulunduğu  fidan ve ağaçlarda kimyasal mücadele yapılmalıdır.
İlkbaharda, 0–20 cm toprak derinliğindeki toprak sıcaklığı 9–10°C‘ye ulaşıp, larvalar faaliyete başladığı zaman ikinci ve üçüncü dönem larvalara karşı bir ilaçlama yapılır.
Sonbaharda ise, yörelere göre değişmekle birlikte, ilk yağmurlardan sonra, larvalar toprak yüzeyine yakın olduğu zaman bir ilaçlama yapılabilir.
Ancak önemli olan ilkbaharda yapılacak ilaçlamadır.
İlkbahar ilaçlaması yapılmayan bahçelerde, zarar yaygın olarak bulunduğu zaman ve ergin uçuşlarının fazla olduğu yıllarda, sonbahar ilaçlamalarının da yapılması gereklidir.



BİTKİ HASTALIKLARI


BİTKİ HASTALIKLARI(FİTOPATOLOJİ)

Bitki hastalığına bakteriler, mantarlar, nematik kurtlar ve virüsler, daha büyük bitkilerde böcekler ve keneler veya çevreye bağlı yahut çevreye bağlı olmayan uygunsuz durumlar sebeb olabilir. Her çeşit bitki, kültür ve yabani bitki hastalıklarına tutulabilir.

Bölümün başlıca görevleri bitki ve bitkisel ürünleri tehdit eden bakteriler, fitoplazmalar, funguslar, virüsler ve viroidlerin sebep olduğu bitki hastalıklarını teşhis etmek, yaygınlık ve zarar seviyelerini belirlemek, biyolojileri, epidemiyolojileri ve mücadele metotlarını ortaya koymaktır.
Çevreden ileri gelen hastalık nedenlerini canlı ve cansız nedenler olmak üzere iki ana grupta inceleyebiliriz. cansız hastalık nedenleri: Sıcaklık: Bitkinin istediği optimal çevre sıcaklığından daha yüksek sıcaklıklarda bitki solunumu, fotosentezden daha fazla oldugundan bitkide besin maddesi kaybı artmakta ve bu kayıplar bir süre sonra telafi edilemeyecek boyutlara ulaşarak bitkide hastalık belirtileri görülmektedir. Ayrıca yüksek çevre sıcaklıklarında bitkide genel bir solgunluk ve ileri dönemlerde yaprak dökümü şeklinde
Hastalık belirtileri görülebilmektedir. Düşük çevre sıcaklıklarında ; bitkide genel bir gelişme geriliir solgunluk, döllenmenin normal olmaması sonucu meyve dökümü veya kör başak oluşumu şeklinde ortaya çıkan hastalık belirtileri görülmektedir. Işık : Işık yoğunluğunun fazla olduğu durumlarda bitkide sarılık ve kloroz belirtisi görülmektedir. Işık yoğunluğunun bitkinin isteğinden az olması durumunda ise, bitkilerde genel bir gelişme gerilii, yapraklarda sarılık ve sap boyumları arası mesafenin artarak bitki boyunun uzaması şeklinde ortaya çıkan ''Etioleman '' olarak adlandırılan hastalık belirtilerine rastlanmaktadır.
Şiddetli rüzgar bitkilerin dal, sürgün ve gövdesini kırarak, meyvelerini zamansız dökerek, hububat gibi tek yıllık bitkileri yatırarak doğrudan zarara sebep olmaktadır. Ayrıca rüzgarın etkisi ile birbirine sürten bitki kısımları yaralanarak, di÷er hastalık etmenlerinin buradan bitkiye girişi kolay olmaktadır. Toraktan Kaynaklanan Hastalık Etmenleri 0 °C'nin altındaki sıcaklıklarda toprak donarak çatlar ve orada bulunan bitki kökleri koparak zarara uğrayabilir. Toprakta yeterli su bulunmadı durumda bitkiler transprasyonla kaybettikleri suyu topraktan sağlayamadıkları için solgunluk belirtisi gösterirler.
Bu durum uzun süre devam eder ise bitkilerde erken yaprak dökümü ve ölüme varan hastalıklar meydana gelir. Toprakta fazla su bulunması halinde; yapraklarda lekeler ve kloroz ve gövdede zamk akıntısı şeklinde ortaya çıkan hastalıklar görülmektedir. Toprak analizleri yapılarak bilgilerin ihtiyaç bu maddelerin topraktaki miktarı tespit edilmekte ve dengeli bir gübreleme yapılarak bitkinin ihtiyacı karşılanmalıdır.Azot noksanlı olan bitkiler zayıf görünür. Gelişme devresi sonunda yaprakların şekli küçük, açık sarımtırak yeşil ve kısa saplı bir hal alır. Meyve sayısı azalmaktadır. magnezyum noksanlı: Yaprakta damarlar arasında sararmalar, yaprak ucunda gevreklik ve yıkarı doğru kıvrılmalar görülür. Meyveler seyrekleşir , ufalır ve meyve sayısında azalma oluyor.
• Surveyler ile karantina organizmaları ve yeni ortaya çıkan patojen risklerini takip etmek, 
• Zararlı organizmaları tanılamak ve karakterizasyonunu yapmak,
• Ksilem ve floemle sınırlı bakteriler, fitoplazmalar ve virüsler gibi zararlı organizmaların konukçuları ve vektörleri ile ilişkilerini de kapsayacak şekilde epidemiyolojik çalışmalar yürütmek,
• Yeni metotları adapte ederek kültüre alınamayan organizmaların teşhis kapasitesini arttırmak, 
• Patojenin virülensliği ve konukçu hassasiyeti/dayanıklılığına ilişkin olarak konukçu/patojen ilişkileri hakkında çalışmalar yürütmek,
• Tahmin ve uyarı metotlarını çalışmak ve mücadele çalışmalarına entegre etmek,
• Bitki patojeni mikroorganizmaları muhafaza etmek ve katalogunu hazırlamak
• Karantina organizmalarının izlenmesi ve haritalanmasına yönelik planlanan Bakanlığımız projelerini laboratuvar analizleri ile desteklemek,
• Bitki ve bitkisel ürünlerde ithalat, ihracat, bitki pasaportu ve sertifikasyon amaçlı analizleri yapmak, 
• Bitki koruma ürünlerini ruhsatlandırma komisyonuna katılmak ve bitki hastalıklarına ilişkin bitki koruma ürünlerinin etkinlik denemelerinin dosyalarını değerlendirmektir.



                                AĞAÇ BUDAMA TERBİYE ŞEKİLLERİ
Meyve ağaçlarını en kısa zamanda ürün vermeye başlatmak ve onları uzun süre verim çağında tutmak için budama yapılır.Gövde üzerinde ana dalların sayılarını ve dağılışlarını düzenleyerek meyve ağacının sağlam, düzenli ve dengeli yapı oluşturmasını sağlamak, Meyve ağaçlarının bakımını, meyvelerin hasadını, hastalık ve zararlılarla mücadele v.b. teknik işlerin uygulanmasını kolaylaştırmak,Meyve ağaçlarının bakımını, meyvelerin hasadını, hastalık ve zararlılarla mücadele v.b. teknik işlerin uygulanmasını kolaylaştırmak,Kurumuş, hastalıklı, zarar görmüş, kırılmış dallar ile birbirinin üzerine binmiş, ya da zayıf dar açılı dalları kesmek.günümüzde gelişmiş ağaçların senelerce budanmadığını görüyoruz.budanmış ağaç dallarına ulaşabildiğimiz her yere macunlama işlemi yapıyoruz.
BUDAMA İLE elde ettiğimiz kazanımlar
a) Bitkileri en kısa zamanda ürüne yatırmak
b) Bitkilerin toprak altı ve toprak üstü organları arasında uygun gelişim sağlamak
c) Toprak işleme, budama, ürünlerin derimi, hastalık ve zararlılarla mücadele işlerini kolaylaştırmak; d) Bitkilerde ışıklanmayı sağlamak ve yaprak alanını dengeli bir şekilde artırmak; bu sayede meyve kalitesini artırmak….
e)bir yıl ürün verme bir yıl vermeme olayını kaldırmak. BUDAMALAR NASIL YAPILIR?
a) Şekil budaması,
b) Ürün budaması,
c) Gençleştirme budamas

BUDAMA ZAMANI
Budama zamanının meyve ağaçlarının gelişme ve verimine etkisi büyüktür. Budama, yaz ve kış olmak üzere iki ayrı mevsimde yapılır.ayrıca kuru dalların kesim işlemi her zaman yapılabilinir. Bazı meyve türlerinde budamayı, hem yaz hem de kış aylarında birbirini tamamlayacak şekilde yapmak mümkündür.
Çünkü şiddetli donlardan önce yapılacak kesimlerle oluşacak yara yüzeyleri nedeniyle çok düşük sıcaklıklarda meyve ağaçlarında bazı dallar üşüyebilir, ya da donabilir.
Sert çekirdekli meyve ağaçlarında şiddetli soğuklar, çok kesim yapılmış ağaçlarda zamk oluşumunu artırır, bu da kabuk yarılmalarına, ağaçların zayıflamalarına neden olur. O yüzden derin budamalardan kaçınıyoruz.
Oysa şiddetli donlar geçtikten sonra yapılacak budamalarda kesim yüzeylerinde meyve ağaçlarının üşümeleri önleneceği gibi bunların donlara karşı dayanımları da artar.
İlkbahar gelişme periyodu başladıktan sonra yapılacak budamalar ise, meyve ağaçlarında sürgün oluşumunun gecikmesine neden olmaktadır.
2.Yaz Budaması
Yaz budamasından amaç, meyvelerin daha iyi renklenmelerini sağlamak, kış aylarında yapılacak budama işlemlerini azaltmak ve hasat ile kültürel faaliyetleri kolaylaştırmaktır. Yaprakların ve dalların durumları meyve gelişimi ve kalitesine etki eder.
Meyve ağaçlarında dallar odunlaşmaya başladığı zaman yaz budamasına başlanmalı ve Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında bazı hallerde de Eylül ayının sonuna kadar bu işleme devam edilmelidir. Yaz budaması özellikle meyve ağaçlarının şekillendirilme yıllarında yapılması gerekli olan önemli bir işlemdir.

MEYVE A
ĞAÇLARINAVERİLECEKŞEKİLLER
Meyve fidanlarına şekil verilirken, beslenme durumu ile buna bağlı olarak tür ve çeşitlerin özel budama istekleri, meyve tür ve çeşitlerinin özel dallanma şekilleri budamaya karşı dalların vereceği tepki gibi bilgilerin yeterli olması ayrıca önem kazanır.
Oysa, nemli bölgelerde durum tamamen aksi şekilde düşünülmelidir. Yani fidanların iç kısımlarında fazla nem tutmayacak şekilde açık ve aşırı toprak neminden fazla zararlanmayacak şekilde yüksek gövdeli olarak terbiye edilmelidir.
GOBLE ŞEKLİ
Meyve fidanlarına nemli bölgelerde uygulanan bir şekildir. Elma, ayva, armut, erik, şeftali ve kayısı gibi meyve türlerine uygun bir şekildir.
Birinci Yıl: Bir yıllık fidan topraktan 60-80 cm yükseklikte 4-5 göz üzerinden kesilir. Bu şekilde ilkbahar gelişme periyoduna giren fidanlarda 4-5 sürgün gelişmeye başlar
Bu işlemler tamamlandıktan sonra, dallar 40-60 cm uzunlukta kesilir. Daha kısa dallar olduğu gibi bırakılır. Ana dalların gövde ile yaptıkları acıların 45o olmaları gerekir. Eğer bunlar dar ise genişletilir, geniş ise daraltılır.
İkinci Yıl
Ağaçlar ilkbaharda gelişmeye başlar ve her ana daldan yeni sürgünler meydana gelir. Yaz sonu veya kış mevsiminde her ana dal üzerinde gelişmiş dallardan 2 tane seçilir. Bunlardan biri yardımcı, diğeri ana dalın devamını sağlayan dal olmalıdır.
Ana dalların kesimlerine gelince; bunlar 40-50 cm uzunluğunun altında gelişme göstermiş ise dokunulmaz. Uzunlukları 80-100 cm olan dallar 40-60 cm yükseklikten toprağa bakan göz üzerinden kesilebilir
Üçüncü Yıl
İlkbahar gelişme periyodu başlar başlamaz, büyüme noktalarında gelişme görülür ve her ana ve yardımcı dallarda yeniden 3-5 dal oluşur. Ayrıca, yaz veya kış aylarında, yine her ana dal üzerinde oluşmuş dallardan biri ana dalın diğeri yardımcı dalın devamını sağlayacak iki dal seçilir. Yardımcı dalların, bir öncekilerin aksi yönünde olması gerekir.
Sonraki yıllar
Fidanlar meyve vermeğe başladıktan sonra sürgünlerin uzunlukları da kısmen azalır. Bu nedenle, sürgün uzunlukları 50 cm kadar olan dallara dokunulmaz. Daha uzun olanlar bu düzeye indirilebilir. Bu şekilde meyve ağaçlarında her yıl ana ve yardımcı dallarda oluşan dallar arasından iki dal seçmek, geri kalan dalları bağlamak, eğmek veya bükmek suretiyle, meyve ağaçlarında 5-6 yardımcı dal oluşuncaya kadar şekil budamasına devam edilir
PALMET TARZI TERBİYE ŞEKLİ
Palmet Şekli Bu şekilde, dallar bir düzlem üzerinde yayılır. Dünyada değişik etkiler altında birbirinden farklı palmet sekileri geliştirilmiştir (Şekil 8.8). Yumuşak ve sert çekirdekli meyvelerin çoğunda uygulanabilen palmet şekillerinden ülkemizde en yaygın olarak kullanılan; yatay veya meyilli palmettir. İkisi arasındaki fark ana dalların gövde ile yaptıkları açıdır. Meyilli palmette bu açı 45°-60° iken, yatay palmette 90°’dir. 1 2 Şekil 8.6 İkinci yılda fidanın 1) Budanmadan önce 2) Budandıktan sonraki durumu Budama Teknikleri 13 Fidanlar dikildikten sonra 40-60 cm yükseklikten 3-5 cm tırnak bırakılarak kesilir. İlkbahar gelişme periyodundan itibaren özenle gerekli bakım yapılan fidanlar gelişmeye başlar. Temmuz-Ağustos aylarında fidanlara şekil verilmeye başlanır. Bu amaçla her fidanda iki anadal ile bir de doruk dalı seçilir. Diğer dalların gelişmesi engellenir. İki ana daim gövdenin her iki yanında, gövde ile 45°-60° açı yapması istenir. Bunu sağlamak için bahçede ya sabit telli sistem bulunur veya ağacın dalları daha önceden hazırlanmış söğüt veya kavaktan yapılmış herekler ile bağlanır. Kış dinlenme periyodu içerisinde yazın yapılmış olan işler gözden geçirilir. Seçilen dallar 60-80 cm uzunlukta kesilir. İkinci yıl fidanların bakımları eksiksiz yerine getirilirken Temmuz-Ağustos aylarında ikinci kat oluşturmak üzere yine fidanın üzerinde ilk yılda olduğu gibi iki ana dal ve doruk dalının devamı seçilir. Bu şekilde palmet sisteminde her yıl veya iki yılda bir, bir kat oluşturulur. Ancak beş kattan daha fazlasına müsaade edilmemelidir. Katlar arasındaki uzaklık, toprak ve ekolojik şartlara göre değişmektedir. Ancak her kat bir önceki kattan en azından 10-20 cm daha yüksekte oluşturulmalıdır
PİRAMİT FORMLU TERBİYE ŞEKLİ
Piramit Şekli Dalların gövde üzerinde dağılışlarına göre spiral ve katlı olmak üzere iki şekli vardır. Daha dikine büyüme özelliğine sahip olan armut gibi meyvelere uygulanır. Spiral piramitte dallar gövde üzerinde muntazam olarak dağılmaktadır. Katlı piramitte ise üç dal bir araya gelerek gruplaşmakta ve kat oluşturmaktadır. Birinci kat ile ikinci kat arasındaki mesafenin 110 cm, ikinci ile üçüncü kat arasındaki mesafenin 100 cm, üçüncü ile dördüncü kat arasındaki mesafenin 90 cm olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde katlar, aralarındaki mesafe 10’ar cm azaltılarak oluşturulmaktadır. Piramit şeklinde fidanlar 60-80 cm yükseklikten, 3-4 cm’lik bir tırnak bırakılarak kesilir (Şekil 8.5). İlkbahar gelişme periyodu ile birlikte fidandaki gözler sürmeye başlar. Yaz gelişme periyodunda Temmuz-Ağustos ayları içerisinde gövde üzerinde düzgün olarak dağılmış, gelişme kuvvetleri eşit olan üç anadal ile gövdenin devamım sağlayacak olan doruk dalı seçilir. Diğer dallar ise kesilmeyip eğilip bükülerek gelişmesi engellenir (Şekil 8.5). Kış gelişme periyodu içerisinde yazın yapılan işler gözden geçirilir. Eğer ana dallar ve doruk dal arasında gelişme yönünden bir denge mevcut ise dallar 60-80 cm üzerinden kesilir. Eğer ana dallar arasında gelişme yönünden bir dengesizlik mevcut ise daha önce belirtilen önlemlerle bu dengesizliğin giderilmesine çalışılır. 12 Bahçıvanlık Rehberi Şekil 8.5 Bir fidana piramit şeklinin verilmesi 1) Şekil verilmek üzere tepesi kesilmiş bir yıllık fidan 2) Aynı fidanın budanmadan önceki durumu 3) Budandıktan sonraki durumu 1 2 3 İkinci yıl yaz gelişme periyodu içerisinde her anadal üzerinde bir tanesi ana daim devamını sağlayacak, diğeri ise yardımcı olmak üzere iki dalcık seçilir. Her ana daim üzerindeki yardımcı dalların aynı yönde olmasına dikkat edilir. Ana ve doruk dalı üzerindeki diğer dalcıklar ise karşılıklı çekilerek bağlanır. Takip eden kış periyodu içerisinde herhangi bir müdahale yapılmaz. Sadece yazın yapılan işler kontrol edilir, varsa eksiklikler giderilir ve gerekli kısaltmalar yapılır (Şekil 8.6). Üçüncü yıl içinde ağacın gelişmesi toplu olarak incelenir. Karşılıklı bağlanmış dallar çözülmüşse tekrar bağlanır. Anadallar 50-60 cm’den fazla gelişme göstermişlerse bu dallar 50-60 cm uzunluktan kesilir. Ayrıca ana dallar ile yardımcı dallar arasında denge sağlanmasına çalışılır. Doruk dalı ise 110-120 cm yükseklikten 3-4 cm tırnak bırakılarak kesilir. Bundan sonra ikinci kat oluşturulmasına başlanır.




DORUK DALLI ŞEKİL
Kurak bölgeler için uygun bir şekildir. Genellikle, taç, üç ana dalla, orta kısımda gelişen bir doruk dalından oluşur. Elma, armut, şeftali, kayısı, kiraz ve vişne gibi meyve türlerine uygulanabilir. Bu şeklin goble şeklinden farkı, ortasında bir doruk dalının bulunması, değişik doruk dallı şekilden farkı ise, doruk dalının şekillenmeden dik olarak büyümesine devam etmesidir.
Birinci Yıl: Kış aylarında ya da ilkbahar gelişme periyodundu başlamadan bir süre önce bir yıllık fidan, topraktan 40-60 cm yükseklikte, kuvvetli 4- 5 göz üzerinden kesilir. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları veya şiddetli soğuklar geçtikten sonra kış ayları içerisinde fidanlara ilk şekil verilebilir. Bu amaçla, fidanların gövdesi üzerinde düzenli dağılmış, gelişmeleri eşit kuvvette olan 3 ana ve bunların ortalarında gelişen doruk dalı olmak üzere 4 dal seçilir.
Seçilecek dalların gövdeleri ile yaptıkları açılarının 45o, kendi aralarında ise 120o‘lik açılarla olmasına dikkat edilir. Dalların uzunlukları 40 cm’den az ise bunlara dokunulmaz. Ancak daha uzun olarak gelişen dallar 40-60 cm yükseklikten eşit uzunlukta kesilebilir.
İkinci Yıl
İlk şekil verilen fidanların ana dallarından ilkbaharda 3-5 yeni dal oluşur. Yaz gelişme periyodu içerisinde sürgünler odunlaştıktan sonra, ya da kış aylarında her ana daldan biri ana dalın devamını sağlayan, diğeri yardımcı dal olmak üzere iki ve doruk dalından bir dal seçilir. Fidanlar üzerinde belirtilen işler yapıldıktan sonra dalların kesilmelerine başlanır.
Üçüncü ve sonraki yıllar
İlkbahar ve yaz gelişme periyotlarında ağaçlarda gerekli bakım işleri yürütülür. Bütün bunlardan sonra her yıl ve yardımcı dallar üzerine oluşacak 3-5 daldan birer tanesi ana ve yardımcı dalların devamını, birer tanesi de bunların yardımcı dalını oluşturmak üzere ikişer dal seçilir.
BODUR ELMA BAHÇELERİNDE BUDAMA VE TERBİYE
Bodur bahçelerde ağaçların en fazla 2.5-3 m boylanmasına müsaade edilir. Bu bahçelerde budama ve terbiyede asıl amaç meyveli dalların ana eksen etrafında bir silindir formu almasıdır. Merkezden dışa açılarak oluşan dalların çapı ağacın üst kısmına doğru kademeli olarak azalmalıdır. Yan dalların kalınlığı daima gövde kalınlığından az olmalı ve ağaçların silindir şekli alması sağlanmalıdır
1. Dikim ve İlk Yıl Budaması
İdeal fidan;  1-1.5 m. boyunda, çapı 1.5 cm’den daha fazla olan ve 5-8 adet geniş açılı yan dalı bulunan fidandır. Ülkemizde genellikle  kamçı şeklinde fidanlar üretildiği için piyasada dallı fidan bulmak mümkün olmayabilir. Bu sebeple şekillendirmeye kamçı haldeyken başlanmalıdır. Dikimden sonra; kamçı şeklinde fidanların tepesi 70-75 cm’den kesilir.
70-75 cm’den tepesi vurulmuş fidanlarda, ilkbaharla birlikte topraktan 45-75 cm yükseklikte birinci katı oluşturacak yan dallar çıkmaya başlar. Bu sürgünlerden tepe noktasına en yakın olan dal lider dal olarak seçilir. Sürgün uzunlukları 7.5-10 cm olduğunda her iki haftada bir liderin 10 cm altındaki sürgünlerin el veya makasla uzaklaştırılması gerekir. Bu kesimler Temmuz sonuna kadar tekrarlanmalıdır
Öte yandan haziranın ortasından sonra dik büyüyen dalları lider ile 45-60O  açı yapacak şekilde açmak gerekmektedir. Bu amaçla  eğer dal küçükse kürdan, çamaşır mandalı; biraz büyüksen çıtalar, çubuklar  veya  çamaşır  mandalına bağlı  beton ağırlıklar kullanılabilir. Açı genişletmede kullandığımız bu materyaller Ağustos ayı sonunda çıkarılmalıdır.
2. İkinci Yıl Budama ve Terbiye
Bodur elma bahçelerinde lider, dikim yılında budandıktan sonra tekrar kesilmez. Eğer gelişme zayıfsa tekrar tepe kesimi yapılabilir.
İkinci yılda toprak seviyesinden itibaren 45 cm’ye kadar olan mesafeden çıkan sürgünler uzaklaştırılır.
Fidanımızda istenilen dallanma olmamışsa veya  sadece 1-2 adet yan dal oluşmuşsa bu dallar çıkarılır ve yeni dikilmiş gibi tepesi 75 cm’den kesilir.
Özellikle kuvvetli gelişen çeşitlerde gelişmeyi azaltmak için daha az budama yapılmalıdır.
Ağaç gençken yan dalların yatay büyümesini sağlamak ve kuvvetli dik sürgün büyümesini engellemek önemli bir prensiptir.
Bodur elma bahçelerinde liderin mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde üst tele ulaşması sağlanmalıdır. Bunu sağlamak için lidere rakip olan sürgünlerin uzaklaştırılmasına devam edilir. Ayrıca liderin dik durmasını sağlamak için destek sistemine bağlanmalıdır
. Üçüncü Yıl Budama ve Terbiye
3. yıl artık önemli miktarda meyve alınacağı için ağaçlar budanırken meyve gözlerine dikkat edilmelidir. Dik sürgünler ve aşırı güçlü dallar, kırılmış veya hastalıklı dallar çıkarılır. Yine toprak seviyesinden 45 cm mesafeden çıkan sürgünler ve katlar arasında aşırı kuvvetli büyüyen sürgünler varsa çıkarılır.

3. yıl gelişme periyodunun başlaması ile birlikte katlarımız iyice belirginleşmeye başlayacaktır. Lider istenilen yüksekliğe bu sezon sonunda ulaşır. 
Haziranda önceki yıllarda yapıldığı gibi dalların açıları genişletililir. Aşırı meyve yükünden dolayı kırılmaları önlemek için meyve dallarını ve ana dalları tellere bağlamak gereklidir.
. Verim Çağındaki Ağaçlarda Budama
İdeal bodur elma ağacı, toprak seviyesinden 0.5-1 m yukarıda yaklaşık 4-5 daldan oluşan bir kata sahiptir ve alt katlara daha iyi ışık ulaşması için ilk katın üstündeki boşlukta sadece küçük meyve dalları bulunmalıdır. Alttaki dallar her zaman üsttekilerden daha geniş olmalıdır. Bunu sağlamak için çok acele edilmemeli ve aşırı kesimler yapılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki bütün kesimler az veya çok meyve tutumunu geciktirir.
4. büyüme sezonunda ağaç dengeli bir taç oluşturur. Bu yıldan sonra aşağıda kat iskeletini oluşturan dallar korunmalıdır ve her katta 4-5 dal olana kadar ağaç iskeleti oluşturulmaya devam edilir ve sık dallar çıkarılır.
Verim çağındaki ağaçlarda yan dallarda dallanmayı artırdığı için uç kesimi genellikle tavsiye edilmez. Uç kesimi, spur çeşitlerde bir dalın devamlı gelişmesini sağlamak amacıyla yapılır. Granny Smith gibi ölü göz oluşturmaya eğilimli çeşitlerde, gövdeye yakın kısımlarda meyve gözü oluşturmak ve ölü göz oluşumunu engellemek için yan dallarda uç kesimleri yapılmalıdır.
Verim çağında ağaç yüksekliği 2.5-3 m civarındadır. Ağaçlar bu yüksekliğe 3-4. büyüme sezonu sonunda gelmelidir. Bu yüksekliğe ulaşan ağaçta lider 2 şekilde baskı altına alınabilir.
1-) En üst dal telin diğer tarafına kıvrılabilir.
2-) 2 yaşlı dallar üzerinde daha zayıf yan dala kadar geriye budanır.
Büyük meyve bahçelerinde 2. yöntem hem daha pratiktir hem de işgücü tasarrufu sağlamaktadır. Ancak küçük alanlarda üretim yapanlar 1. yöntemi de çok rahatlıkla uygulayabilirler.
Meyve ağaçları, düzenli bir budama, sulama, gübreleme ve benzeri bakım işlemleri sonucu belirli süreler sonunda fizyolojik dengeye girerler. Yetiştiricinin ağaçlara kazandırdığı bu önemli fizyolojik dengeyi uzun süre devam ettirmesi arzu edilir. Bu da ancak ürŞekil budamasında olduğu gibi ürün budamasının da üzerinde durulması gereken bazı ilkeler mevcuttur. Yetiştirici budama yaparken bunları dikkate aldığı takdirde ağaçları fizyolojik dengede tutabilirün budaması ile başarılabilir.
1-Meyve ağaçları, yaşlandıkça veya sürgün gelişmeleri yetersiz olmaya başlayınca, bunların daha şiddetli budanmaları gerekir. Ancak bu işlem yapılırken dalların tümü bir yılda çıkarılmamalı, çok yıllık bir program yapılarak her yıl buna göre kesilmelidir.
2-Ana dallar, birer birer ele alınmalı, bunlar üzerinde dikine büyüyen obur ya da birbiri üzerine gelen dallar var ise çıkarılmalıdır.
3-Ana veya yardımcı dallardan çıplaklaşmaya yönelenler kısa kesilerek, boş yerlerde yeni dalların oluşturulmasına çalışılmalıdır
4- Çok yaşlı meyve ağaçlarında meyve dallarının bir kısmı özellikle yaşlı olanları kesilerek veya yaşlı meyve dalları kısaltılarak meyve dallarının yenilenmesine çalışılmalıdır. Ancak genç, yeni meyve vermeye başlamış ağaçlara bu kural uygulanmamalıdır.
5- Kuru, hastalıklı ve zayıflamış dallar diplerinden kesilerek çıkarılmalıdır.
7- Ürünün ağırlığı nedeniyle eğilerek açıları genişletilmiş dallar diğer dallarla bağlanarak veya yerden herek verilerek eski büyüme açılarına getirilmelidir.
8-Meyve seyreltmesine önem verilmelidir



#Kuru budamaları aşağıdan yukarıya doğru, yaş (yeşil) budamaları ise üst dallardan başlayıp aşağıya doğru yapmak daha uygun olur.
#Ağaçların gelişmesini iyileştirmek ve hızlandırmak için yapılan budamalarda; birbirlerine yakın (sıkışık) ve birbirine zarar veren yaş (yeşil, canlı) dallardan daha zayıf ve genç olanlarını uzaklaştırmak gerekir. Böylece kalan dallar daha iyi ve sağlıklı bir gelişme yaparlar.
#Budamalarda en uygun kesim aletinin seçilerek kullanılması büyük önem taşır. Küçük ve ince dallar, keskin bıçak veya budama makaslarıyla, 2.5 cm ye kadar olan daha kalınca dallar, saplı budama makasıyla, yüksek dallar, sırıklı ve çekmeli makaslarla, daha kalınca dallar testereyle, kalın ve yüksek dallar, emniyet kemeri ve budama merdiveni de kullanılarak motorlu testereyle, boylu ağaçlar, sepetli veya merdivenli araçlar kullanılarak motorlu te» Her şeyden önce bilgili, becerikli ve deneyimli işçiler çalıştırılmalıdır. » Aletler yeterli ve amaca uygun olmalıdır.
# Çalışmalar tecrübeli teknik elaman veya çavuşlar nezaretinde yürütülmelidir. » İşlek caddeler veya çalışanların bulunduğu mekânlarda ya tatil günlerinde budama yapılmalı veya gerekiyorsa yol ve caddeler araç ve insan trafiğine kapatılmalıdır. »#



21 Kasım 2018 Çarşamba

AĞAÇ BUDAMANIN FAYDALARI


Meyve ağaçlarının meyve  kalitesini artırmak,genç olanların ise ürün vermelerini çabuklaştırmak için ağaçlara düzgün bir yapı görünüm kazandırmak için budama yapılır.budama her sene yapılır.çünkü sağlıklı bir ağaç gelişimini sürdürür.meyve ağaçlarının hastalıklarla mücadelesinde budamanın faydaları şöyleki mesela goble tarzında güneşi uygun şekilde alacağı için bazı böcekler daha az olur,veya ilaçlama daha homojen daha az yapılır.dallanma daha az olduğu için bitki beslenmesinde daha kolay olacaktır.yani daha az gübre bitkiye yetecektir.
Kurumuş dalların senelerce bitkilerden kesilmediğini üst üste binmiş açısız dalların
Kırıldığını ve ağaçların güneş görmesini veya hastalığın artarak devam ettiğini görüyoruz.
              BUDAMA İLE ELDE  ETTİĞİMİZ KAZANIMLAR
A:IŞIK ALMASINI BÖYLECE AĞAÇ GELİŞİMİNİ KOLAYLAŞTIRMAK
B:HASAT  ZAMANINDA ÜRÜN TOPLAMAYI KOLAYLAŞTIRMAK
C:HASAT ZAMANI DALLANMA AZ OLDUĞU İÇİN AĞACA ZARAR VERMEYİ ÖNLEMEK
D:İLKBAHARDA ÇİÇEK TUTUMUNU ARTIRMAK YANİ MEYVEYE DÖNEN ÇİÇEK MİKTARI HEM ARTAR HEMDE DÖKÜLEN ÇİÇEK MİKTARI AZALIR .ÇİÇEKLENME DÖNEMİ AĞACIN EN HASSAS OLDUĞU DÖNEM HEM SULAMA ÖNEMLİDİR.HEMDE  BİTKİNİN BESLENME DURUMU HEMDE DAL MİKTARININ NORMALİN ÜZERİNDE OLMAMASI ÖNEMLİDİR.
E:BUDAMA İLE BİR YIL ÜRÜN VERİP BİR YIL ÜRÜN VERMEME OLAYI AZALIR.
F:DAHA KALİTELİ MEYVELER ELDE EDERİZ.
G:BUDAMA İLE KÖK MİKTARI GELİŞİR.KÖK VE GÖVDE UYUMU ARTAR.
H:BAZI SPOR VE BAKTERİLERDEN DOLAYI ORTAYA ÇIKAN HASTALIKLAR AZALIR.
I:AĞAÇ DAHA AZ SU İLE YETİNİR.
J:AĞAÇ GELİŞİMİ ARTAR.
K:DAHA HOŞ GÖRÜNÜME SAHİP OLUR.TABİ HER AĞACIN BUDANMA TEKNİĞİ VARDIR.
L:BÖCEKLENME AZALIR.
M:AĞACIN ÖMRÜ DAHA UZUN OLUR.

N:BAHÇEDE RÜZGAR AKIŞI ENGELLENMEYECEĞİ İÇİN FAYDALI BÖCEKLERİN MESELA ARILARIN DOLAŞIMI DAHA KOLAY OLACAĞI İÇİN DÖLLENME DAHA ÇOK ARTAR.YANİ MEYVE ARTAR.



AĞAÇ BUDAMA TERBİYE ŞEKİLLERİ


AĞAÇ BUDAMA ŞEKİLLERİ
3 ŞEKİLDE BUDAMA YAPILIR.
1:ŞEKİL BUDAMASI:AĞACIN MEYVESİNE,ÇEŞİDİNE BAĞLI OLARAK  YAPILAN BUDAMA ŞEKLİDİR.
2:ÜRÜN BUDAMASI:AĞAÇTAKİ MEYVE TUTUMUNU,KALİTESİNİ V.B.G NEDENLERLE YAPILAN BUDAMADIR.AMA HER AĞACIN ÜRÜN BUDAMASI AYNI DEĞİLDİR.ÖRNEĞİN AYVADA ÜRÜN DALARIN UCUNDA OLUŞUR.DİKKAT ETMEK LAZIM.
3:GENÇLEŞTİRME BUDAMASI:YAŞLI AĞAÇLARDAKİ BAZI DAHA AZ MEYVE VERMEYE BAŞLAMIŞ YADA HİÇ ÜRÜN VERMEYEN DALLARINI UZAKLAŞTIRIP YERLERİNE YENİ DALLARIN GELİŞİMİNİ SAĞLAMA İŞLEMİDİR.BU İŞLEM BİRDEN DEĞİLDE  YILLARA YAYARAK YAPMAK DAHA DOĞRU OLUR.BAZI KİŞİLER BÜTÜN DALLARI KESİP AĞAÇI KUŞA ÇEVİRMEKTEDİRLER.AĞAÇLAR ÇOĞUNLUKLA KURUR.SENEYE DAL VERİRSE DİKİNE GİDEN DAL MİKTARI ARTAR.

AĞAÇ BUDAMA İŞİ:  ZİRAAT MÜHENDİSİ ALİ BEY 0553-225-24-37

ADAÇAYININ FAYDALARI


Adaçayının Faydaları
 Adaçayı yaprakları çalan yeşil renktedir ve sivri uçlu yaprakların üzerindeki damarlar belirgindir. hem gıda olarak hem de sağlığa faydaları ile bir tedavi aracı olarak geniş çaplı kullanılmıştır ve günümüzde artarak kullanılmaya devam edilmektedirZararlı toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar
·         Bronşit ve astım belirtilerini hafifletir
·         Karaciğeri temizler
·         İdrar yolu enfeksiyonunun tedavisine yardımcı olur
·         Aşırı terlemeyi azaltır
·         Stresi azaltır
·         Sakinleştirir
·         Menopoz sonrası belirtileri hafifletir
·         Alzheimer’a karşı yardımcı olarak kullanılır
·         Kan şekerini düşürür
·         Dişeti iltihaplanmasına karşı kullanılır
·         Ağız yaralarının tedavisinde kullanılır
·         Sinirsel baş ağrısını hafifletir
·         Gargara suyu olarak kullanılır
·         Boğaz ağrısını alır
·         ÖSTROJEN HORMONU SAĞLADIĞI SÖYLENİR.



Adaçayı Nasıl Hazırlanır?3 KAŞIK ADAÇAYINA SICAK SU VE LİMON DÖKÜLÜR.5-10 DAKİKASONRA İÇİLİR.HAMİLELERİN KULLANMASI ZARARLIDIR.
Adaçayının Sağlığa Faydaları
Adaçayının faydaları başta sindirim sistemi sorunlarına ve hafızayı güçlendirmeye yönelik olarak kullanımı olmak üzere dahili enfeksiyonlardan koruma, terlemeyi azaltma ve saç bakımına kadar pek çok alanda görülmekte. Adaçayı sadece kurutulmuş yapraklarla hazırlanan çay şeklinde değil taze yapraklardan özü çıkarılarak hazırlanan yağ şeklinde de kullanılmakta.BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ DİŞETİNİ VE DİŞLERİ KORUDUĞU..
kurutulmuş adaçayı kökünün Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılan modern ilaçlara benzer maddeler içerdiği belirtilmiş.
Adaçayı aynı zamanda saç, kepek, yağlı saç, ya da kafa derisi enfeksiyonları için durulama suyu olarak tavsiye edilmekte. Aynı zamanda gri veya beyaz renkli saçlarda gözle görülür şekilde eski rengine dönme sağladığı yönünde bazı çalışmalar bulunuyor.
Adaçayı Nasıl Seçilir Ve Saklanır?
Taze adaçayı yaprakları yeşil renktedir , GÖLGEDE KURUTMAK UYGUNDUR.Yerel pazarlarda ya da aktarlarda kurutulmuş organik adaçayı bulabilirsiniz. Organik olarak üretilen adaçayı C vitamini yönünden daha zengindir ve besin değerleri taze adaçayına daha yakındır.
Taze adaçayını az miktarda hava alan plastik bir kabın içinde muhafaza edebilirsiniz. Kurutulmuş adaçayı ise hava geçirmeyen cam bir kavanozda saklanırsa tazeliğini 6 aya kadar korur. Kavanozu serin, loş ve kuru bir yere koyun.
DİKKAT:
Adaçayı, hamile veya emziren kadınlar tarafından ya da epileptik kişiler tarafından kullanılmamalıdır.  uzun süreli kullanımı tavsiye edilmez. Herhangi bir sağlık koşulunuz varsa adaçayı kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.